İstanbul vakıf merkezimizden dostlarımızla havaalanına gidip İstanbul - Malezya (kaulalampur) uçağımızdaki yerlerimizi aldıktan sonra 10 saatlik uçuşumuzu 4 kişi olarak gerçekleştirdik biiznillah. Ekip arkadaşlarımızın uyumluluğu yolculuğa farklı bir güzellik kattı bunu özellikle belirtmek isterim. Malezya Havaalanında güzel bir şey oldu Malezyalı kardeşlerimizle tanıştık. İstanbul ve Bursa’da okuyorlarmış vakfımızın partner kuruluşlarından olan Bab-ı alem uluslararası öğrenci derneğinde ilişiği olan kardeşlerimizle bir müddet muhabbet edip Malezya hakkında bilgi aldıktan sonra arkadaşlarımızı evlerine uğurladık ve bizde oradan Filipinlerin başkenti olan Manila’ya doğru hareket edecek olan uçağımızda yerlerimizi aldık. 5 saatlik yolculuğumuzun ardından Filipinler Manila havaalanına indik. Pasaport kontrolünden geçerken ilgili memurun soruları nerden nereye ne için ve nerede kalacaksınız gibi sorularıyla karşılaştık ama bir sorun yaşamadık elhamdülillah. Moro’lu kardeşimiz Cafer bizi havaalanında karşıladı ve oradan ufak bir şehir turu attıktan sonra kalacağımız otele geçtik. Bizden önce buralara gelmiş olan arkadaşlarımızın seyahatnamelerine baktığımda bazı anektotlar vardı. Manila hakkında hak verdim kendilerine burada ahlaksızlık hat safhaya ulaşmış görünüyordu ve değerli bir büyüğümün söyledikleri geldi aklıma…oysa daha önce buranın adı ‘Emanullah’ olan emin belde kabul edilen yerlerdenmiş, şimdi ise emniyetsiz bir şehir olan Manila’ya dönüşmüş… Otele eşyalarımızı yerleştirdikten sonra sahibi Lübnan’lı olan bir lokantaya gidip karnımızı doyurduktan sonra otelde dinlenip sabah erken saatlerde Mora’ya geçmek için 3.uçuşumuzu gerçekleştirdik ve 1.30dk sonunda Morocotabato’ya ulaşıyoruz biiznillah. Bizi karşılamaya gelen kardeşlerimizle kalacağımız otele doğru yola koyulduk. İçimde birden Mora’ya varmanın rahatlığı oluşuyor. Burada dinleniyoruz ve saatlerimizi 5 saat ileri alıp işimize koyuluyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinden verilen yardımlardan buradaki kardeşlerimizin nasibine düşeni dağıtmak üzere 1.erzak dağıtımını muhacirlerin kaldığı Sultan Kudarat bölgesinde 200 kişiye yetecek şekilde kardeşlerimizle birlikte ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Yardım alanların duaları o kadar çok ki nasıl anlatsam diye düşünüyorum ama şuna kanaat getirilmesini isterim a dan z ye emeği geçenlerden, Allah tan onlar için razı olmasını diliyorlar ki, bu her şeye değer olan bir güzellik… Dağıtım sonrası buradaki çocuklara balon dağıtıyoruz birden mıknatıs gibi o çocukların sanki bizlerle aynı çatıyı paylaşan aile fertleri gibi bizlere sokulması farklı bir heyecan uyandırıyor hepimizde… bizi bırakmak istemiyorlar her şeyiyle bunları anlatıyorlar sanki.. Buradan sonra durağımız yetimhane oluyor ve ilk iftarımızı yetimlerimizle beraber açıyoruz. Yetimler için getirdiğimiz hediyeleri dağıtıyoruz ve namazlarımızı kılıp yetimhanenin ek binasında kardeşlerimizle balon patlatmaca oynuyoruz ortalık birden şenleniyor o kadar coşkulu bir ortam oluyor ki, herkes oyunu düşünüyor bir anda çocukların dünyasında buluyoruz kendimizi…
şunu belirtmeliyim ki buradaki yetimlerle aramızdaki kaynaşma birkaç dk. sürdü. O an’dan sonra bizler yetimlerimizle sanki daha öncesinden berabermiş gibi eğlenceye devam ediyorduk . An’ı dolu dolu , heyecanlı ve sevinçle yaşamak bu olsa gerek…
Akşam hotele geri döndüğümüzde yaşadığımız sevinç ve heyecan devam ederken oda arkadaşımın çocuklar ve ilgili hanımların o kadar çok sevindiklerini belirtmesi hatta bir teyzemizin sevinçten hıçkırarak ağladığını söylemesi beni o kadar etkiledi ki, nokta atışı dedikleri bu olsa gerek işte o an’dan itibaren yapılan bu çalışmaların nedenli elzem ve geç kalınmış olduğunu fark ettim. Kendi kendime şunu da sordum neden geç kaldın…Dünyada yetime kol kanat germekten ve onunla ilgilenmekten daha sevimli ne olabilir ki…
Ramazanın 2.günü ve 2.erzak dağıtımını gerçekleştirmek üzere hotelimizden çıkıp daraphane kampına gidiyoruz. Burası İslami kurtuluş cephesi bölgelerinden, kamp alanında mısır, Hindistan cevizi ve muz ağaçlarının çokluğu dikkat çekiyor. ifade etmem gerekir ki burası kamptan çok düzenli bir köyü anımsatıyor. Burası milf’e bağlı vatanını sömürü düzenine karşı korumakla görevli hisseden insanların bir araya gelmesiyle oluşmuş ve bunun gibi 20’nin üzerinde kamp alanları mevcut ve herkes ailesiyle birlikte güven ve huzur içinde yaşamaktalar. Milf in bundaki rolü çok önemli insanlara kol kanat gererek ,onların haklarını savunarak insanlara güven vermiş. 300 kişilik ramazan kumanyalarını kardeşlerimizle birlikte dağıtıyoruz. buradaki kişilerin ilgi ve sevgisini alarak farklı bir bölge olan Taleyan’a doğru iftar programını gerçekleştirmek üzere ilerliyoruz.. Bu belde ise mücadelede önde gelen bölgelerinden ve en çok mücahit çıkaran yerlerin başında geliyor. Burada ikamet eden Alim Abdullah Zekeriya’nın medresesinde toplu bir iftar yapıp bölge hakkında kendisinden bilgi alıyoruz. Öncelikle kendisi Pakistan’da eğitim görmüş ve uzun yıllar orada kalmış, medresesinde 30 bayan ve 20’nin üzerinde erkek talebe yetiştirmektedir.
Hasta olmasına rağmen İslami ilimleri gelecek Nesil’e aktarmaktan kendisini alıkoymuyor. Hayatını bu yolda vakfetmiş değerli bir şahsiyetle tanışmak bizler için ayrı bir güzellik oluyor. Buradan ayrılırkenkendisiyle dualaşıyoruz. Hotelimize döndüğümüzde bizi ziyarete gelen partner kuruluşumuz olan hay-at el mindaneo littenmiakpresident başkanı said abdusselam mindeneo da yapılan çalışmalar hakkında bizlere bilgi verdiler. Rabbim çalışmalarını arttırsın inşeallah. Gerçekten bu kuruluşumuzun Moro ‘daki çalışmaları önem azletmektedir.
Ziyaret ettiğimiz kişilerden biride Hacı Murat İbrahim. Öncelikle Türk halkına ve ihh ya teşekkürlerini ifade etti.ihh’nınİslam bölgelerine yapmış olduğu çalışmaları bizleri sevindiriyor diyor.Mücadelemizinher daim devam edeceğini belirterekaskerlerin morallerinin çok yüksek olduğunu kendilerini geliştirmeye özen gösterdiklerini belirtiyor.100 binden fazla askerin bulunduğunu ve gayemiz tüm İslam topraklarının toparlanması ve bunu gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Önemli birİhtiyaç olarak hastane ihtiyaçlarının olduğunu özellikle ifade etti. Türkiye ile olan irtibatlarını sorduk. Kendisi 2010da Ankara ve İstanbul’da Ahmet Davutoğlu’naziyaret gerçekleştirmiş ve mümkün olduğunca ilişkilerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz diyerek diğer ülkelerle olan irtibatları konusunda Abd’nin11eylülden sonra terör listesine koyulduğunu belirterek yapılan haksızlığa vurgu yaptı, ülkelerin bakış açılarının da bu çizgide cereyan ettiğini, oysa bizler kendi topraklarımızda özgürlük mücadelemizi yapıyoruz.abd’nin ilgili kurumlarına bunları ilettiklerini fakat sonuç alınamadığını belirten Hacı Murat, Bush ve obama döneminde ilgili kurumlara burada terör değil, kendi topraklarında özgürlüklerini isteyen Müslümanlarız diye yazılı iletiler gönderdiklerini ifade etti. Mindeneo ’dabazı grupların sivillere yönelik faaliyetleri bizlere lanse edilmeye çalışılıyor ama Filipinler halkı ve herkes bunu gayet iyi biliyor ki bizler sivillere yönelik faaliyetleri tasvip etmiyoruz ve sivillere yönelik yapılan her saldırı da kınama açıklamaları yapılmaktadır.Ulusal kurtuluş cephesiyle birleşme noktasında ise Ulusal kurtuluş cephesiyle aynı çatıda olmamız mümkün değil onlar bizlerden onlara katılmamızı istiyorlar, bizlerin üzerinde tahakküm uygulamak istiyorlar oysa halkın %80i milf e destek vermektedir. Bu noktada öz eleştiri yapmalılar. Filipin hükümeti 1950’den sonra özellikle Hıristiyan halkı Müslüman bölgelere yerleştirdi ve yerleştirmeye de devam ediyor ve Hıristiyanlaştırma politikalarını yoğunlaştırdılar hatta çalışan her Hristiyan akşamları 2 saatini misyonerliğe ayırıyor. Bizler ise Müslümanların Hıristiyanlara özenmesine ve onlara benzememesi için belirli çabalar gösteriyoruz ve bununla alakalı her daim tebliğ ve cihatla engel çalışmaları yapıyoruz. Son olarak Türk halkının bizi düşünüyor olmasından memnun oluyoruz.
Diğer ziyaret ettiğimiz yerlerden biri de Kur’an Kursu oluyor. Burası çok güzel bir arazi üzerinde ve daha bu sene kurulmuş. Tam manasıyla bitmiş de değil yine de eğitim faaliyetine başlamışlar eksiklerine rağmen. Kursun hocaları Medine İslam üniversite mezunu. İlgililer kursun 4 ay önce açıldığını ve 30 a yakın öğrencisi bulunmakta olduğunu söylediler. Öğrencilerin zekâ düzeyine göre 3 ay da hafızlık çalışması uyguluyorlar, bunun yanında çeşitli İslami ilimlerin de okutulacağı vurguladılar. Hocalara Kursun ihtiyaçlarını resmi yazıyla talep dilekçesi oluşturup ihh insani yardım vakfına iletmelerini söyleyip buradan ayrıldık.
Ramazanın 3.günü 3.erzak dağıtımımız dünyanın 2.büyük nehri olan mindeneo nehrinin (Nil’den sonraki nehir) kıyılarında adeta su üzerinde köy oluşturan Müslümanların bölgesinde bakaun’da yapıyoruz. Burası o kadar farklı bir yer ki, buradaki insanlar köylerinden zorla çıkarıldıktan sonra buralara gelip su üzerinde ahşaptan evler oluşturmuşlar sanki kendilerine yapılan zulme bu topraklar bizim hiçbir yere gitmiyoruz mesajını veriyorlar.
Erzak dağıtımımızı ise aklımızın ucuna dahi gelmeyecek bir yerde gerçekleştiriyoruz. Dağıtım yerimiz su üzerinde ve etrafı ahşap kazıklarla çevrili, içi ise Hindistan cevizi kabukları ve yapraklarının doldurulmasıyla adeta bir alan oluşturulmuş. işte tam böyle bir yerde yardımlarımızı yapıyoruz. Burada herkes evinden kayıklarıyla bir yerlere gitmekte evler tamamen sular üzerinde. İnsanlar evden çıktıklarında direk suya temas etmekteler. Erzaklarını almaya gelen halk buradan tekrar evine gitmek için yola koyulmakta ince uzun kayıklardaki insanların sessizce evlerine doğru giderken sizler için çokça dua yapıyor, bizleri unutmayan kardeşlerimize selamlar iletmekteler.
Ramazanın 4.günü sabahtan ihh’nın yaptırmış olduğu Darul Ulum vel Hikmet okulunu ve müdürünü ziyaret ediyoruz. Yetimhanemizdeki yetimlerimiz ve Müslüman kardeşlerimizin evlatları burada eğitim görmekteler. geçen sene burada 100den fazla öğrenci varmış.bu sene ise öğrenci sayısı 262 kişiye yükselmiş..
Okulumuzda 9 sınıf mevcut ve üst kat çıkılırsa bu rakam daha fazla olabilir. Güzel taraflardan biri de burada anaokulu bile mevcut. gerçekten güzel bir işe ortaklık ettiğimiz için Allaha tekrar tekrar şükrediyoruz. Burada okuyan öğrenciler üniversiteye geçtiklerinde Türkiye’de www.ytb.gov.tr sitesinden (yurtdışı akraba toplulukları birliği) başvuru yaparak ve başvuruları kabul görüldüğünde ülkelerindeki tc konsolosluklarında mülakat yapılarak burslu olarak tr de eğitim imkânlarından yararlanabiliyorlar. Moro’da ihh’nın kayda değer çalışmaları olduğunu ve bunların ilerleyerek daha da güzel işlerin olacağına (yetimhane, üniversite, hastane) şahitlik edeceğiz. Yapılan tüm bu çalışmaların karşılığı olarak rızayı ilahi üzerimize çekebilmek tek ana gayemizdir. Kardeşlik bilincimizin yoğunlaşması dileği ile… yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Moro’dan Manila’ya doğru yola çıkıyoruz ve kısa bir süre içinde uçağımız Manila’dan Malezya ya doğru havalanıyor. Uçağımızın kalkışıyla beraber iftar vaktimiz geliyor. İlgililere oruçlu olduğumuzu söylediğimizde vakit kaybetmeden yemeklerimizi öncelikli olarak bizlere sunuyorlar. Rabbimizin bir lütfu olarak yolculuğumuzu gayet güzel bir şekilde Türkiye ‘ye kadar tamamlıyoruz. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a bizlere bahşetmiş olduğu İslam kardeşliğinin vermiş olduğu güzelliklerinden dolayı sonsuz Hamd-u senalar olsun. Ne kadar uzak görünse de uzakları yakın yapan , yakın gösteren ve sadece Müminlere özel ulvi bir değere sahibiz. Moro’ya gidecek olan kardeşlerim mutlaka daha önce bölgeye gitmiş olan kardeşlerin seyahatname veya raporlarını gitmeden önce okumaları bölge hakkında bilgi sahibi olmak gittiğinizde size çok şey kazandıracaktır. Allah yolunuzdaki engelleri kaldırsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder