Azerbaycan Hakkında
Kısa Bir Tarih Gezintisi
Azerbaycan 15. yüzyılda Arap kökenli Şirvanşahlar’ın yönetimi altında girdi. Aynı dönemde Azerbaycan ve Ermenistan toprakları
Türk kökenli Akkoyunlular tarafından
yönetilmekteydi. Her iki hanedan da aynen Osmanlı
hanedanı gibi Sünnî mezhebindendi. Ancak
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın 1478 yılında
ölümünden sonra Azerbaycan'da gene Türk kökenli olan ancak Şiî mezhebinden olan Safevî hanedanı güç kazanmaya başladı. 1501 yılında
Akkoyunlular, Safevîler tarafından büyük bir yenilgiye uğratıldılar. Aynı yılda
Safevîler Tebriz'i ele geçirerek kendilerine başkent
yaptılar ve Bakü'yü talan ettiler. Safevîler
Azerbaycan'daki Sünnî halkı Şiîliğe zorladılar. Zamanla bölge halkı mezhep
değiştirerek Şiîliğe geçti.
Azerbaycan toprakları 16. ve 17. yüzyıllarda sürekli
olarak Osmanlı-Azerbaycan savaşlarına sahne oldu. Şamakhi, Gence ve Bakü 1580'lerde Osmanlılar’ın eline geçti. Şah I. Abbas (1587-1630) döneminde Safevîler, Osmanlılar’ı
yenerek Azerbaycan topraklarını tekrar geri aldılar. 1639 yılında
imzalanan ve Azerbaycan’la Osmanlı
Devleti arasındaki sınırları belirleyen son
antlaşma olan Kasr-ı Şirin’de Azerbaycan toprakları Azerbaycana'a
kaldı.
Ancak 1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu öldürülmesinden
sonra Azerbaycan'daki Safevî egemenliği sarsıldı. Şirvan, Bakü, Karabağ,Gence, Küba, Şaki, Taliş, Erivan, Nahçıvan ve diğer kentlerde çeşitli hanlıklar kuruldu.
1796 yılında
Azerbaycan’ı yöneten Kaçar
Hanedanı’ndan Ağa
Muhammed Han, Azerbaycan’ı
ele geçirdi. Bu sırada Rusya
İmparatorluğu, Gürcistan'ı ele geçirmiş ve Kafkaslar’daki birçok
hanlığa egemen olmuştu. Rus ordusu 1813 yılında Tebriz’i işgal etti. İran Rusya’yla Gülistan
Antlaşması’nı imzalayarak Kafkaslar’daki birçok
hanlığı Rusya’ya vermek zorunda kaldı. 1826-1828 Rusya-İran Savaşı’na kadar bu durum devam etti. Bu sefer 21 Şubat 1828 tarihinde
imzalanan Türkmençay Antlaşması uyarınca Azerbaycan dâhil bütün
Kafkasya, İran’ın elinden çıktı ve Rusya
İmparatorluğu’nun bir parçası hâline geldi. 1870’lerde Azerbaycan’da petrol keşfedildi. 20. yüzyıla girerken
Bakü’nün nüfusu 10.000 kişiden 250.000 kişiye ulaşmıştı.
1906-1914 yıllarında
Rusya’da açılan parlamentoya Azerî temsilciler de katıldı. 1911 yılında Mehmed Emin Resulzade tarafından kurulan Müsavat Partisi Türk-İslam sentezine dayanan bir siyaset
güdüyordu. 1917 yılında
Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi sonucu Rusya
İmparatorluğu yıkıldı. Serbest kalan Azerbaycan’da 28
Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan
edildi. Ancak Ermeni komitacıların
yardımıyla Ruslar yeni kurulan bu cumhuriyetin düzensiz
askerî kuvvetlerini yenerek Bakü’ye hâkim oldular ve Mart Olayları adıyla
anılan Müslüman katliamları yaptılar. Bunun üzerine Osmanlı, Azeri ve Dağıstan birliklerinden
oluşturulan, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas
İslam Ordusu, Bakü Sovyeti, Britanya İmparatorluğu, Diktatura Tsentrokaspiya (Orta
Hazar Diktatörlüğü) ve Beyaz Ordu karşısında Bakü Muharebesi’ni kazanarak
Bakü'de Osmanlı sancağını
dalgalandırdı. (15 Eylül 1918)
Fakat Osmanlı Yıldırım
Ordular Grubu’nun Suriye cephesinde
İngiliz kuvvetleri karşısında bozguna uğraması üzerine 30 Ekim 1918’de Mondros
Mütarekesi imzalanarak Osmanlı kuvvetleri
Azerbaycan’dan çekildi. 28 Nisan 1920 tarihinde
Bolşevik Kızıl Ordu birlikleri
Azerbaycan'a girdi. Böylece Azerbaycan'ın kısa süren bu ilk bağımsızlığı sona
ermiş oldu. 16 Mart 1921’de Ankara hükümeti ile Moskova’daki Bolşevikler
arasında imzalanan Moskova
Antlaşması ile de Türkiye, Azerbaycan üzerindeki
haklarından feragat etti.
Moskova, Mart 1922’de Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’dan oluşan Trans Kafkasya Sovyet Federatif
Sosyalist Cumhuriyeti’ni ilan etti. Aralık 1922’de bu cumhuriyet Sovyetler Birliği’ni
oluşturan ilk dört cumhuriyetten biri oldu. 1936 yılında
bu cumhuriyet üç kısma ayrıldı. Azerbaycan toprakları Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni oluşturdu. II.
Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan Sovyetler Birliği’nin petrol ihtiyacının
büyük bir bölümünü karşılayarak önemli bir rol oynadı. Nazi Almanyası’nın orduları 1941 yılında Kafkasya’ya kadar ilerlediler ama Azerbaycan’a
girmeden durduruldular.
1969 yılında
Azerbaycanlı siyasetçi Haydar
Aliyev, Moskova
tarafından Azerbaycan Komünist Partisi’nin genel sekreterliğine getirildi. 1982 yılında
Aliyev SSCB Komünist Partisi’nin polit bürosuna atanan ilk Müslüman üye oldu. 1980’li
yılların sonlarında SSCB devlet başkanı Mikhail
Gorbaçov tarafından geliştirilen Perestroyka ve Glasnost siyaseti Kafkas cumhuriyetlerine yeni
özgürlükler sağladı. Ancak bu özgürlükler öteden beri bastırılmış milliyetçilik
duygularını da yüzeye çıkardı. Ermeniler yüz binlerce Türk’ü Azerbaycan’ın bir
parçası olan Dağlık
Karabağ’dan
ve Ermenistan topraklarından sınır dışı ettiler. Azerbaycan da birçok Ermeni’yi Sumgayıt ve Bakü'den sınır dışı ederek buna cevap
verdi. Sovyetler Birliği, Azerbaycan'da
sıkıyönetim ilan etti. 20 Ocak 1990 tarihinde
Bakü'de yapılan gösterilerde 132 gösterici Sovyet askerleri tarafından
öldürüldü.
Azerbaycan diğer Sovyet cumhuriyetlerini takip ederek 30 Ağustos 1991 tarihinde
bağımsızlığını ilan etti ve Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye oldu.
Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’da, Eylül 1991’de yapılan ilk seçimlerde eski
Komünist Partisi sekreteri Ayaz
Muttalibov ilk devlet başkanı seçildi. Bu sırada
Dağlık Karabağ’daki anlaşmazlık giderek artıyordu. 1992’de Karabağ’daki Ermeniler
bağımsızlıklarını ilan ettiler. Böylece başlayan Karabağ
Savaşı Rusya’nın desteği sayesinde kısa zamanda
Ermenistan’ın lehine döndü. 25 Şubat 1992 tarihinde
Dağlık Karabağ’daki Hocalı
Katliamı’nda yüzlerce Türk, Ermeniler tarafından
öldürüldü. Savaştaki başarısızlığı yüzünden Komünist kökenli hükümet düştü ve
yeni yapılan seçimlerde Azerbaycan Halk Cephesi lideri ve Türkiye yanlısı Ebulfez
Elçibey devlet başkanı
seçildi.
Elçibey de Ermeniler’in Karabağ'daki kazançlarını önleyemedi. 1993 yılında Gence’de Elçibey’e
karşı yapılan askerî darbe sonucu yönetim Haydar Aliyev'in eline geçti. 16 Mayıs 1994 tarihinde Ermenistan, Azerbaycan, Dağlık
Karabağ ve Rusya'nın liderleri Moskova’da bir araya gelerek ateşkes
antlaşması imzaladılar. Ancak kalıcı bir barış antlaşması hiçbir zaman
imzalanmadı. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesine cevap olarak
Azerbaycan’ın Ermenistan’la olan sınırlarını kapatması eylemine Türkiye de
katıldı. İki ülke arasındaki anlaşmazlık günümüze değin çözümsüz olarak devam
etmektedir. Haydar Aliyev, 12 Aralık 2003’te öldü ve yerine oğlu İlham Aliyev devlet
başkanı seçildi.
Din ve Dil
Azerîler, Azerîce (Azerbaycan Türkçesi olarak da
sıkça söylenir) konuşurlar. Azerîce bir Türk dilidir ve her iki dilin arasında küçük aksan,
sözcük ve gramer farklılıkların bulunmasına karşın Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ile karşılıklı olarak
anlaşılabilme özelliğine sahiptir.
Azerîler’in çoğu Şiî mezhebine
bağlıdır. Sünnî, Zerdüşt, Hıristiyan ve Bahaî azınlıkları da var. Azerbaycan,
laik bir ülke olması nedeniyle inanışlarına göre ülke nüfusunun sayısı net
olarak bilinmemektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti’ndeki Hıristiyan Azerîler’in
sayısı tahminen 5.000 kişi olmakla birlikte çoğunluğu son yıllarda din
değiştiren kişilerden oluşmaktadır. Kırsal bölgelerden bazı Azerîler, bazı
alanların kutsallığı ve bazı ağaçlara ve taşlara karşı çok büyük saygı duymak
gibi İslam öncesine dayanan animist inançları hâlâ izlemektedirler. Azerbaycan
Cumhuriyeti'nde İslamî bayramlara ek olarak Nevruz gibi bahar bayramı ve Noel gibi diğer dinlerden alınan bayramlar
da kutlanır.
Genel Bir Değerlendirme ve İlk Gözlem
İkinci defa gittiğim Azerbaycan’a uçağımız
indiğinde gece uçmuş olmanın verdiği uyku hâli ile pek bir gözlem yapamadım.
Yalnız havaalanında vize işlemlerini yapan memurun bizden iki kat vize ücreti
aldığına şahit oldum. Daha sonra sorun yaşamadan pasaport kontrolünden geçtim.
Bir şey daha var ki havaalanında sigara içme bölümleri bayağı bir yaygın ama
buna rağmen dönüşte havaalanında mescit fark edemedim.
Ekonomi
Bakü’de ciddi bir çalışma ve bununla beraber hızlı
bir gelişme söz konusu, her yerde inşaat ve Rusya döneminde yapılmış eski
binalarda restorasyon çalışması var. Yollarda da çalışma söz konusu ama buna
rağmen trafik sorununu çözememişler. Ülke genelinde ekonomi iyiye gidiyor,
işsizlik sorunu yok denebilecek kadar az, 50.000 Türk yaşıyor Azerbaycan’da ve
yapı sektöründe genelde Türkler çalışıyor. Türk markaları hemen hemen her
sektörde görmek mümkün; Vestel, İstikbal, Çilek, E.C.A, Arçelik…
Birçok firma hükümetten çekinerek göze batmadan
para kazanmaya çalışıyor ve hatta reklam vermekten, isminin çok ön plana
çıkmasından korkuyor; buna rağmen ticaretlerinden ve işlerinden memnunlar.
Yemek
Yemek kültürleri bize çok yakın ama Azerbaycan’da
genel kanı, onların yemeklerinin bizimkilerden daha lezzetli olduğu ve bunun
nedeninin de doğal olmasıymış. Sadece bizde balık yemekleri daha güzel
oluyormuş.
Fındık bile yetişiyor; bizimkilere göre daha iri. Dünyanın
en kaliteli narı da burada yetişiyormuş ve bir de havyarı çok meşhur ama tamamı
ihraç ediliyormuş. Bir de tanesi 20 dolar olan Azerbaycan limonlarını görmek de
nasip oldu.
Yaşam
Amerikan ve Rus kültüründen nasibini bolca almış
maalesef. İnsanların çoğu büyük Avm’lerde vakit geçirmekte. Giyimden eğlenceye
ve yemek kültürüne kadar kültürel yozlaşma kendini göstermekte.
Türkiye’ye Bakış
Herkes en az Azerbaycan ile ilgili gelişmeleri
takip ettiği kadar Türkiye’deki gelişmeleri de çok yakından televizyonlardan takip
ediyor. Türkiye’yi en çok sinema, dizi ve bazı programlardan (O Ses Türkiye
gibi) ve haberlerden takip ediyorlar.
Türkiye hükümetiyle Azerbaycan hükümetinin dost
olduğuna inanıyorlar. Türkiye’nin dost ülke ve Türkler’in de dost ve ‘gardaş’
olduğuna inanıyorlar.
Osman Akköz
YediHilal Uluslararası İlişkiler Ortadoğu Sorumlusu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder