7 Aralık 2012 Cuma

Bosna-Hersek BM'deki Filistin oylamasında niçin çekimser kaldı ?


Yedihilal Uluslararası İlişkiler Birimi olarak Bosna-Hersek programımızda yer alan ziyaretlerimizi gerçekleştirdik. Bunlardan en ilgi çekicisi Saraybosna-Başçarşı'da gerçekleştirdiğimiz, ülkenin en eski gençlik hareketi olan "Mladi Muslimani" ile yaptığımız görüşmeydi.  Hareketin başkanlarından Edhem Baksiç ile samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen sohbetimiz sırasında, Bosna-Hersek hakkında son günlerde müslümanların aklına en çok takılan soruyu sorduk.. 

"Sırbistan BM'deki Filistin oylamasında EVET derken Bosna-Hersek niçin çekimser kalmıştı ?" 

Neticede bizim için en az Filistin kadar mazlum olan ve benzer kederleri yaşamış Bosna'nın bu kararı vermesini anlamak zordu. Başkan Baksiç şöyle cevap verdi;


"Bosna-Hersek ABD'nin yönetiminde yapılan Dayton anlaşmasına bağlı olarak üç ayrı devlet başkanı tarafından yönetiliyor. Nüfusun %50’si boşnak %35’i sırp ve %15’i hırvat olmasına rağmen bu üç tarafa da eşit yönetim ve temsil hakkı veren bu anlaşmaya göre üç başkan ülkeyi sırayla yönetiyor. Tüm ülkeyi ilgilendiren kararlarda ise her üçünün de aynı fikirde olması gerekiyor. Birinin diğer ikisini veto etme hakkı var. 

Filistin konusunda boşnakları temsil eden başkan, bilge lider Aliya İzzet Begoviç'in oğlu Bakir Begoviç EVET oyu kullandı, hırvatların temsilcisi de EVET oyu kullandı ama Bosna’da yaşayan sırpları temsil eden başkan bu kararı veto etti ve sonuç olarak Bosna oylamada çekimser oy kullanmak zorunda kaldı. Sırbistan yönetimi oylamada EVET derken Bosna'daki temsilcilerine çekimser kalmaları yönünde talimat gönderdiler. Bu oylamanın ve çıkan neticenin ses getirebileceğini biliyorlardı ve amaçları sırpları dünyaya hoş gösterirken boşnakları islam aleminin karşısında zor durumda bırakmaktı ve nitekim öyle de oldu. Şimdi biz Avrupa'da bulunan Filistin derneklerine bile kendimizi ifade etmekte güçlük çekiyoruz."

Birde bunun üstüne son dönemde İsrail ile ilişkileri geliştirmeye başlayan Bosna Sırp Bölgesi Başkanı Milorad Dodik'in Kudüs ve Tel Aviv'i ziyaret ettiğini öğrendik. Dodik'in bu ziyaretine karşı İsrail Dışişleri Bakanı Liberman'ın da Bosna Sırp Bölgesinin en büyük kenti Banya Luka'yı ziyaret ettiğini ve "devlet olmamasına rağmen" Bosna Sırp Bölgesi ile stratejik işbirliği yaptığını, Bosna-Hersek Devlet yetkililerinin ise bu işbirliğine sert tepki gösterdiğini öğrendik. Büyük ihtimalle oylamada çıkan çekimser oy tam da bu yakınlaşmanın meyvesiydi. Sırpların planı basitti "düşmanımın düşmanı dostumdur..."

Aldığımız tüm bilgilerden sonra gördük ki ortada dönen çalkantılara rağmen Bosna şuurunu koruyor ve fakat küfür yine müslümanları zayıf gördüğü noktalardan vurma ve birbirine düşürme gayretinden vaz geçmiyor. 
https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif

YediHilal Uluslararası İlişkiler Bşk. Yrd.
Zafer Özsatıcı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder