Yedihilal Uluslararası
İlişkiler Birimi olarak Bosna-Hersek programımızda yer alan ziyaretlerimizi
gerçekleştirdik. Bunlardan en ilgi çekicisi Saraybosna-Başçarşı'da gerçekleştirdiğimiz,
ülkenin en eski gençlik hareketi olan "Mladi Muslimani" ile
yaptığımız görüşmeydi. Hareketin başkanlarından Edhem Baksiç ile samimi
ve sıcak bir ortamda gerçekleşen sohbetimiz sırasında, Bosna-Hersek hakkında
son günlerde müslümanların aklına en çok takılan soruyu sorduk..
"Sırbistan
BM'deki Filistin oylamasında EVET derken Bosna-Hersek niçin çekimser kalmıştı
?"
Neticede bizim için en
az Filistin kadar mazlum olan ve benzer kederleri yaşamış Bosna'nın bu kararı
vermesini anlamak zordu. Başkan Baksiç şöyle cevap verdi;
"Bosna-Hersek
ABD'nin yönetiminde yapılan Dayton anlaşmasına bağlı olarak üç ayrı devlet
başkanı tarafından yönetiliyor. Nüfusun %50’si boşnak %35’i sırp ve %15’i
hırvat olmasına rağmen bu üç tarafa da eşit yönetim ve temsil hakkı veren bu
anlaşmaya göre üç başkan ülkeyi sırayla yönetiyor. Tüm ülkeyi ilgilendiren
kararlarda ise her üçünün de aynı fikirde olması gerekiyor. Birinin diğer
ikisini veto etme hakkı var.
Filistin konusunda
boşnakları temsil eden başkan, bilge lider Aliya İzzet Begoviç'in oğlu
Bakir Begoviç EVET oyu kullandı, hırvatların temsilcisi de EVET oyu kullandı
ama Bosna’da yaşayan sırpları temsil eden başkan bu kararı veto etti ve sonuç
olarak Bosna oylamada çekimser oy kullanmak zorunda kaldı. Sırbistan yönetimi
oylamada EVET derken Bosna'daki temsilcilerine çekimser kalmaları yönünde
talimat gönderdiler. Bu oylamanın ve çıkan neticenin ses getirebileceğini
biliyorlardı ve amaçları sırpları dünyaya hoş gösterirken boşnakları islam
aleminin karşısında zor durumda bırakmaktı ve nitekim öyle de oldu. Şimdi biz
Avrupa'da bulunan Filistin derneklerine bile kendimizi ifade etmekte güçlük
çekiyoruz."
Birde bunun üstüne son
dönemde İsrail ile ilişkileri geliştirmeye başlayan Bosna Sırp Bölgesi Başkanı Milorad
Dodik'in Kudüs ve Tel Aviv'i ziyaret ettiğini öğrendik. Dodik'in bu
ziyaretine karşı İsrail Dışişleri Bakanı Liberman'ın da Bosna Sırp Bölgesinin
en büyük kenti Banya Luka'yı ziyaret ettiğini ve "devlet olmamasına
rağmen" Bosna Sırp Bölgesi ile stratejik işbirliği yaptığını, Bosna-Hersek
Devlet yetkililerinin ise bu işbirliğine sert tepki gösterdiğini öğrendik.
Büyük ihtimalle oylamada çıkan çekimser oy tam da bu yakınlaşmanın meyvesiydi.
Sırpların planı basitti "düşmanımın düşmanı dostumdur..."
Aldığımız tüm
bilgilerden sonra gördük ki ortada dönen çalkantılara rağmen Bosna şuurunu
koruyor ve fakat küfür yine müslümanları zayıf gördüğü noktalardan vurma ve
birbirine düşürme gayretinden vaz geçmiyor.
YediHilal Uluslararası İlişkiler Bşk. Yrd.
Zafer Özsatıcı
Zafer Özsatıcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder