22 Kasım 2013 Cuma

Azerbaycan Hakkında

Azerbaycan Hakkında

Kısa Bir Tarih Gezintisi

Azerbaycan 15. yüzyılda Arap kökenli Şirvanşahlar’ın yönetimi altında girdi. Aynı dönemde Azerbaycan ve Ermenistan toprakları Türk kökenli Akkoyunlular tarafından yönetilmekteydi. Her iki hanedan da aynen Osmanlı hanedanı gibi Sünnî mezhebindendi. Ancak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın 1478 yılında ölümünden sonra Azerbaycan'da gene Türk kökenli olan ancak Şiî mezhebinden olan Safevî hanedanı güç kazanmaya başladı. 1501 yılında Akkoyunlular, Safevîler tarafından büyük bir yenilgiye uğratıldılar. Aynı yılda Safevîler Tebriz'i ele geçirerek kendilerine başkent yaptılar ve Bakü'yü talan ettiler. Safevîler Azerbaycan'daki Sünnî halkı Şiîliğe zorladılar. Zamanla bölge halkı mezhep değiştirerek Şiîliğe geçti.
Azerbaycan toprakları 16. ve 17. yüzyıllarda sürekli olarak Osmanlı-Azerbaycan savaşlarına sahne oldu. Şamakhi, Gence ve Bakü 1580'lerde Osmanlılar’ın eline geçti. Şah I. Abbas (1587-1630) döneminde Safevîler, Osmanlılar’ı yenerek Azerbaycan topraklarını tekrar geri aldılar. 1639 yılında imzalanan ve Azerbaycan’la Osmanlı Devleti arasındaki sınırları belirleyen son antlaşma olan Kasr-ı Şirin’de Azerbaycan toprakları Azerbaycana'a kaldı.
Ancak 1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu öldürülmesinden sonra Azerbaycan'daki Safevî egemenliği sarsıldı. Şirvan, Bakü, Karabağ,Gence, Küba, Şaki, Taliş, Erivan, Nahçıvan ve diğer kentlerde çeşitli hanlıklar kuruldu.
1796 yılında Azerbaycan’ı yöneten Kaçar Hanedanı’ndan Ağa Muhammed Han, Azerbaycan’ı ele geçirdi. Bu sırada Rusya İmparatorluğu, Gürcistan'ı ele geçirmiş ve Kafkaslar’daki birçok hanlığa egemen olmuştu. Rus ordusu 1813 yılında Tebriz’i işgal etti. İran Rusya’yla Gülistan Antlaşması’nı imzalayarak Kafkaslar’daki birçok hanlığı Rusya’ya vermek zorunda kaldı. 1826-1828 Rusya-İran Savaşı’na kadar bu durum devam etti. Bu sefer 21 Şubat 1828 tarihinde imzalanan Türkmençay Antlaşması uyarınca Azerbaycan dâhil bütün Kafkasya, İran’ın elinden çıktı ve Rusya İmparatorluğu’nun bir parçası hâline geldi. 1870’lerde Azerbaycan’da petrol keşfedildi. 20. yüzyıla girerken Bakü’nün nüfusu 10.000 kişiden 250.000 kişiye ulaşmıştı.
1906-1914 yıllarında Rusya’da açılan parlamentoya Azerî temsilciler de katıldı. 1911 yılında Mehmed Emin Resulzade tarafından kurulan Müsavat Partisi Türk-İslam sentezine dayanan bir siyaset güdüyordu. 1917 yılında Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi sonucu Rusya İmparatorluğu yıkıldı. Serbest kalan Azerbaycan’da 28 Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak Ermeni komitacıların yardımıyla Ruslar yeni kurulan bu cumhuriyetin düzensiz askerî kuvvetlerini yenerek Bakü’ye hâkim oldular ve Mart Olayları adıyla anılan Müslüman katliamları yaptılar. Bunun üzerine Osmanlı, Azeri ve Dağıstan birliklerinden oluşturulan, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, Bakü Sovyeti, Britanya İmparatorluğu, Diktatura Tsentrokaspiya (Orta Hazar Diktatörlüğü) ve Beyaz Ordu karşısında Bakü Muharebesi’ni kazanarak Bakü'de Osmanlı sancağını dalgalandırdı. (15 Eylül 1918)
Fakat Osmanlı Yıldırım Ordular Grubu’nun Suriye cephesinde İngiliz kuvvetleri karşısında bozguna uğraması üzerine 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanarak Osmanlı kuvvetleri Azerbaycan’dan çekildi. 28 Nisan 1920 tarihinde Bolşevik Kızıl Ordu birlikleri Azerbaycan'a girdi. Böylece Azerbaycan'ın kısa süren bu ilk bağımsızlığı sona ermiş oldu. 16 Mart 1921’de Ankara hükümeti ile Moskova’daki Bolşevikler arasında imzalanan Moskova Antlaşması ile de Türkiye, Azerbaycan üzerindeki haklarından feragat etti.
Moskova, Mart 1922’de Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’dan oluşan Trans Kafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ni ilan etti. Aralık 1922’de bu cumhuriyet Sovyetler Birliği’ni oluşturan ilk dört cumhuriyetten biri oldu. 1936 yılında bu cumhuriyet üç kısma ayrıldı. Azerbaycan toprakları Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni oluşturdu. II. Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan Sovyetler Birliği’nin petrol ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayarak önemli bir rol oynadı. Nazi Almanyası’nın orduları 1941 yılında Kafkasya’ya kadar ilerlediler ama Azerbaycan’a girmeden durduruldular.
1969 yılında Azerbaycanlı siyasetçi Haydar Aliyev, Moskova tarafından Azerbaycan Komünist Partisi’nin genel sekreterliğine getirildi. 1982 yılında Aliyev SSCB Komünist Partisi’nin polit bürosuna atanan ilk Müslüman üye oldu. 1980’li yılların sonlarında SSCB devlet başkanı Mikhail Gorbaçov tarafından geliştirilen Perestroyka ve Glasnost siyaseti Kafkas cumhuriyetlerine yeni özgürlükler sağladı. Ancak bu özgürlükler öteden beri bastırılmış milliyetçilik duygularını da yüzeye çıkardı. Ermeniler yüz binlerce Türk’ü Azerbaycan’ın bir parçası olan Dağlık Karabağ’dan ve Ermenistan topraklarından sınır dışı ettiler. Azerbaycan da birçok Ermeni’yi Sumgayıt ve Bakü'den sınır dışı ederek buna cevap verdi. Sovyetler Birliği, Azerbaycan'da sıkıyönetim ilan etti. 20 Ocak 1990 tarihinde Bakü'de yapılan gösterilerde 132 gösterici Sovyet askerleri tarafından öldürüldü.
Azerbaycan diğer Sovyet cumhuriyetlerini takip ederek 30 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etti ve Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye oldu.
Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’da, Eylül 1991’de yapılan ilk seçimlerde eski Komünist Partisi sekreteri Ayaz Muttalibov ilk devlet başkanı seçildi. Bu sırada Dağlık Karabağ’daki anlaşmazlık giderek artıyordu. 1992’de Karabağ’daki Ermeniler bağımsızlıklarını ilan ettiler. Böylece başlayan Karabağ Savaşı Rusya’nın desteği sayesinde kısa zamanda Ermenistan’ın lehine döndü. 25 Şubat 1992 tarihinde Dağlık Karabağ’daki Hocalı Katliamı’nda yüzlerce Türk, Ermeniler tarafından öldürüldü. Savaştaki başarısızlığı yüzünden Komünist kökenli hükümet düştü ve yeni yapılan seçimlerde Azerbaycan Halk Cephesi lideri ve Türkiye yanlısı Ebulfez Elçibey devlet başkanı seçildi.
Elçibey de Ermeniler’in Karabağ'daki kazançlarını önleyemedi. 1993 yılında Gence’de Elçibey’e karşı yapılan askerî darbe sonucu yönetim Haydar Aliyev'in eline geçti. 16 Mayıs 1994 tarihinde Ermenistan, Azerbaycan, Dağlık Karabağ ve Rusya'nın liderleri Moskova’da bir araya gelerek ateşkes antlaşması imzaladılar. Ancak kalıcı bir barış antlaşması hiçbir zaman imzalanmadı. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesine cevap olarak Azerbaycan’ın Ermenistan’la olan sınırlarını kapatması eylemine Türkiye de katıldı. İki ülke arasındaki anlaşmazlık günümüze değin çözümsüz olarak devam etmektedir. Haydar Aliyev, 12 Aralık 2003’te öldü ve yerine oğlu İlham Aliyev devlet başkanı seçildi.

Din ve Dil

Azerîler, Azerîce (Azerbaycan Türkçesi olarak da sıkça söylenir) konuşurlar. Azerîce bir Türk dilidir ve her iki dilin arasında küçük aksan, sözcük ve gramer farklılıkların bulunmasına karşın Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ile karşılıklı olarak anlaşılabilme özelliğine sahiptir.
Azerîler’in çoğu Şiî mezhebine bağlıdır. Sünnî, Zerdüşt, Hıristiyan ve Bahaî azınlıkları da var. Azerbaycan, laik bir ülke olması nedeniyle inanışlarına göre ülke nüfusunun sayısı net olarak bilinmemektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti’ndeki Hıristiyan Azerîler’in sayısı tahminen 5.000 kişi olmakla birlikte çoğunluğu son yıllarda din değiştiren kişilerden oluşmaktadır. Kırsal bölgelerden bazı Azerîler, bazı alanların kutsallığı ve bazı ağaçlara ve taşlara karşı çok büyük saygı duymak gibi İslam öncesine dayanan animist inançları hâlâ izlemektedirler. Azerbaycan Cumhuriyeti'nde İslamî bayramlara ek olarak Nevruz gibi bahar bayramı ve Noel gibi diğer dinlerden alınan bayramlar da kutlanır.

Genel Bir Değerlendirme ve İlk Gözlem

İkinci defa gittiğim Azerbaycan’a uçağımız indiğinde gece uçmuş olmanın verdiği uyku hâli ile pek bir gözlem yapamadım. Yalnız havaalanında vize işlemlerini yapan memurun bizden iki kat vize ücreti aldığına şahit oldum. Daha sonra sorun yaşamadan pasaport kontrolünden geçtim. Bir şey daha var ki havaalanında sigara içme bölümleri bayağı bir yaygın ama buna rağmen dönüşte havaalanında mescit fark edemedim.

Ekonomi

Bakü’de ciddi bir çalışma ve bununla beraber hızlı bir gelişme söz konusu, her yerde inşaat ve Rusya döneminde yapılmış eski binalarda restorasyon çalışması var. Yollarda da çalışma söz konusu ama buna rağmen trafik sorununu çözememişler. Ülke genelinde ekonomi iyiye gidiyor, işsizlik sorunu yok denebilecek kadar az, 50.000 Türk yaşıyor Azerbaycan’da ve yapı sektöründe genelde Türkler çalışıyor. Türk markaları hemen hemen her sektörde görmek mümkün; Vestel, İstikbal, Çilek, E.C.A, Arçelik…
Birçok firma hükümetten çekinerek göze batmadan para kazanmaya çalışıyor ve hatta reklam vermekten, isminin çok ön plana çıkmasından korkuyor; buna rağmen ticaretlerinden ve işlerinden memnunlar.

Yemek

Yemek kültürleri bize çok yakın ama Azerbaycan’da genel kanı, onların yemeklerinin bizimkilerden daha lezzetli olduğu ve bunun nedeninin de doğal olmasıymış. Sadece bizde balık yemekleri daha güzel oluyormuş.
Fındık bile yetişiyor; bizimkilere göre daha iri. Dünyanın en kaliteli narı da burada yetişiyormuş ve bir de havyarı çok meşhur ama tamamı ihraç ediliyormuş. Bir de tanesi 20 dolar olan Azerbaycan limonlarını görmek de nasip oldu.

Yaşam

Amerikan ve Rus kültüründen nasibini bolca almış maalesef. İnsanların çoğu büyük Avm’lerde vakit geçirmekte. Giyimden eğlenceye ve yemek kültürüne kadar kültürel yozlaşma kendini göstermekte.

Türkiye’ye Bakış

Herkes en az Azerbaycan ile ilgili gelişmeleri takip ettiği kadar Türkiye’deki gelişmeleri de çok yakından televizyonlardan takip ediyor. Türkiye’yi en çok sinema, dizi ve bazı programlardan (O Ses Türkiye gibi) ve haberlerden takip ediyorlar.

Türkiye hükümetiyle Azerbaycan hükümetinin dost olduğuna inanıyorlar. Türkiye’nin dost ülke ve Türkler’in de dost ve ‘gardaş’ olduğuna inanıyorlar.

Osman Akköz
YediHilal Uluslararası İlişkiler Ortadoğu Sorumlusu